Three Thousand Years of Longing Hakkında
Kavanoza hapsedilmiş bir cin (Idris Elba) ile bilgin Alithea (Tilda Swinton), İstanbul'da bir otel odasındaki uzun sohbetleri sırasında bir anlaşma yaparlar. Cin, eğer özgürlüğünü kazanmasına yardım ederse Alithea'nın üç dileğini yerine getireceğini söyler. Ne var ki Alithea'nın dilekleri zamanda yirmi yıl atlamalarla sonuçlanır. Bu arada ikisinin arasında beklenmedik duygular gelişir.
her saçmalıktan bide aşk olayı aşşırı arttırdı saçmalığı
bir de bu filmi anlamak için ne gibi bir zeka gerekiyor onu hiç anlamadım...izlerken başından sonuna kadar elle tutulur bir sisteme oturtulmasını bekledim olayların ...ama yok...ha dersiniz ki bu sanat..deneysel bişey...izleyenler zevk alır yahut almaz,anlarım...ama zekanız yetmez,mantığınız işlemez gibi şeylere girmeyin bu film için...girerseniz eğer,yakındığınız şeylerin eksikliğini bilhassa kendinizde aramanız gerektiğini söylemek zorunda kalırım...sanki nolan filmi...fantastik olaylardan esinlenmiş,sanatsal bir anlatım işte ...cinin ortaya çıkışını kuantum fiziğine mi bağladınız,ablanın bu duruma adaptasyonunu şizofreniye mi yordunuz..ha öyleyse tamam....
Filmdeki Türk Tarihini ve Dinler tarihini kendi kültür ve hayallerine göre yorumlayan batılı yapımcıların yaptığı bir film için, "bu sadece bir film, sanatına bakın, tarihe takılmayın, bu bir belgesel değil" diye filmi ve bu tür filmleri savunan, hatta bundan keyif alıp yazan yorumculara da bir şey demiyorum. Zira ilk kategoride yazanlar ve bu yanlışları eleştirenler olduğu gibi, bunu savunan ve beğenenler de olacaktır. Bu hep böyledir.
Tarafsız bir gözle bakmak ise benim için imkansız. Çünkü bu bir bilim değil. Bu bir mahkeme de değil. Ben keyif aldığım için film izliyorum. Bu tür tarihi yanlışlıklar ve çarpıtmalarla dolu bir film de bana keyif vermiyor. O yüzden eleştirmek, beğenmemek, benim gibi insanların en doğal hakkıdır.
Osmanlı'da harem'in bu şekilde işlenmesi ise, senarist ya da yapımcıların hayallerini süsleyen sapkınlığın eseri olsa gerek. Hakiki bilgiyi merak eden, atalarının saray hayatını merak edenler için Türk tarihçilerinin eserlerine başvurmalarını öneririm. Prof. Dr. Ahmet AKGÜNDÜZ hocanın "Bilinmeyen Osmanlı" eserinde harem de dahil olmak üzere, Osmanlı için yakıştırılan pek çok kötü mevzu'nun gerçek yüzü anlatılmış. Belgeler ile de desteklenmiş. Eleştirmenin kolaylığına ve verdiği lezzete kapılmayan, hakikati arayan meraklılara tavsiye ederim.
Film genel olarak aksiyondan uzak, ağır ilerleyen, ilginç bir hikayeye sahip. Bu türü sevenler sıkılmadan izleyebilir.