The Blob 1989

Bu filmi ilk izlediğimde henüz çocuktum ve sansürün etkisiyle film neredeyse yarıya inmişti. 90 dakikalık bir yapımın 50 dakikada bitmesi, izleyiciye büyük haksızlık. Eğer bu kadar kesilecekse, hiç yayınlamamak daha iyi olurdu. Şiddet içeriyor diye tamamen kaldır, ama izleyiciyi böyle eksik bir deneyime maruz bırakma. Küçükken RTÜK'e çok kızmıştım, bunu bil.
Blob adlı yaratığın gerçekten korkutucu bir potansiyeli var. Durmak bilmeyen, doymayan, sorgulamayan ve önüne gelen her şeyi yutan bir varlık. Ne çelik kapılar ne de güvenli odalar seni kurtarabilir. Eski versiyonu çok daha ürkütücüydü; her delikten sızabilen, devasa bir sakız gibi. Tek amacı sizi sindirmekti. 1955 yapımı Blob böyleydi. Kaçabildiğin kadar kaç. Bu yeni versiyon ise daha insancıl ve renkli. Biraz mizah da katmışlar. Zaman zaman fantastik ögeler de eklemişler. Kahramanımız tek elle bazuka kullanıyor, yüksek uçurumlardan küçük bir motorla atlıyor, kasabadaki herkes M-16 kullanmayı biliyor ve yangın söndürücülerde sıvı nitrojen var gibi. İlginç bir film.
Finali de oldukça etkileyici. Yakında gelecek olan, Tanrı'nın bir işaret bahşedeceği kehanetiyle dolu. Cehennemin anahtarları, kıyameti dört gözle bekleyen bir rahibin ellerinde.

Eskilerin efsane filmlerinden biri.
İnsanoğlunun kendi kendini nasıl felakete sürükleyebileceğini gözler önüne seriyor.
Ayrıca görsel efektleri ve vahşet sahneleriyle harika bir iş çıkarılmış.
Yıllar geçmesine rağmen halen rahatlıkla izlenebilir.

Güzel çok korkutucu değil fakat biraz ilginç bir konusu uzaydan gelen bir madde falan film sıkmadı hiç gayet akıcıydı ve gerilim kısmında da gayet iyiydi.

80 lerden bir korku komedi gerilim filmerinden bir klasik vhs kasette seyrettiğimiz yıllardan sonra burada bu sitede seyretmekte te çok güzel oldu ellerine sağlık admin bu tür filmlerin devamını bekleriz kardeş..

güzel bir korku-bilimkurgu-macera.güzel bir 80ler filmi.efektler muazzam.ama film ikinci yarısında fazla klişeye bağlamış.zorlama gelişmeler,aniden olay yerinde belirmeler,karikatür karakterler vs. filme kan kaybettirmiş.

yıl 1988. eyyy kıymetli seyirci(özellikle günümüz kuşağı.)o dönemler teknoloji dediğimiz zıkkım bu denli gelişmiş değildi. dünya sineması fantasik yaratı peşindeydi.günümüze yatırım bu yollarla bu yıllarda yapıldı.(şimdinin teknolojisiyle ve onun verdiği cesaretle yapılan filmleri buradan yazmama gerek yok.)bu tür filmleri bizler sinemada izlediğimizde 'vay be,uçmuş adamlar' derdik. Yeni kuşak sinemasever kardeşlerime tavsiyem;sinema tarihini ve gelişimini sadece izleyerek de değil, okuyup,araştırıp,takip etsinler...ayrıca,sinema siteleri elinizin altında.bu bir nimettir.istediğini anında görebilme şansınız var.'bu ne ya,bu nasıl filmmiş.' deyip filmi çöpe atmak doğru ve iyi seyirci yetiştirmez...iyi seyirler kardeşler...(filmin yönetmeni Chuck russel'de öyle yabana atılır bir yönetmen değildir.araştır,bak.)