The Batman Hakkında
Suçluların kalplerine korku salan Batman olarak iki yıl boyunca sokaklarda dolaşmak, Bruce Wayne'i Gotham City'nin gölgelerine sürükledi. Şehrin yozlaşmış memurlar ağı ve yüksek profilli şahsiyetleri arasında yalnızca birkaç güvenilir müttefiki olan -Alfred Pennyworth, Teğmen James Gordon- yalnız kanunsuz, hemşehrileri arasında intikamın yegâne örneği olarak kendini kanıtlamıştır. Bir katil, bir dizi sadist entrikayla Gotham'ın seçkinlerini hedef aldığında, şifreli ipuçları Dünyanın En Büyük Dedektifi'ni yeraltı dünyasına bir soruşturmaya sürükler ve burada Selina Kyle / Catwoman, Oswald Cobblepot / Penguen, Carmine Falcone ve Edward Nashton / Riddler gibi karakterlerle karşılaşır. Kanıtlar eve yaklaşmaya başladıkça ve failin planlarının ölçeği netleşirken, Batman yeni ilişkiler kurmalı, suçlunun maskesini düşürmeli ve Gotham City'i uzun süredir rahatsız eden gücün ve yolsuzluğun kötüye kullanılmasına adalet getirmelidir.
Filmde en sevdiğim şey, bir kez daha dökülen inci tanelerini görmemek oldu. Batman'in anne-babasının öldürüldüğü sahnede dökülen inciler, sinema ve çizgi roman tarihinde en çok tekrarlanan sahnelerden biridir. Bu filmde, Batman'in çocukluk dönemi ve nasıl Batman olduğuna dair detaylar "artık bunları biliyorsunuz" diyerek atlanmış.
Eğer Batman evrenine biraz aşinaysanız, bu filmin Batman'in erken dönemini işlediğini bilirsiniz. Henüz birkaç yıldır Batman olarak faaliyet gösteriyor ve polisler tarafından kanunsuz olarak görülüyor, toplum tarafından ise "intikamcı" olarak biliniyor ve korkuluyor. Karakterler yeni yeni ortaya çıkıyor. The Riddler rolünde Paul Dano harika bir performans sergilemiş, ancak Robert Pattinson'ı Batman rolüne ne kadar yakıştırdığım konusunda emin değilim. Dövüş ve aksiyon sahneleri güzeldi. Bu sahnelerin teknolojiyle doldurulmak yerine daha gerçekçi ve insancıl olması filmin artı yönlerinden biriydi. Ancak, çoğu yan karakter sönük kalmış. Özellikle Gordon ve Alfred karakterleri oldukça geri planda kalmış.
Catwoman ile olan ilişki ise oldukça hızlı ilerletilmiş. Bu, ağır ve yavaş bir atmosfere sahip filmde biraz sırıtmış diyebilirim. Nirvana'nın müziğini kullanmak oldukça başarılı bir tercihti. Zaten o efsane parça hangi sahnede kullanılırsa kullanılsın, yakışır. Yaklaşık 500 civarı Batman çizgi romanı okudum ve hala belli başlı hikayelerde kalınmış olmasına üzülüyorum. Halbuki çizgi romanlarda ne cevherler işlendi. Umarım bir gün bu hikayeleri de beyaz perdede görme şansımız olur.
Genel olarak, ne çok iyi ne de çok kötüydü. Orta halli bir Batman filmiydi.