Suburbicon Hakkında
Suburbicon, ucuz evleri ve biçilmiş çimleriyle beraber huzurlu ve cennet gibi bir banliyö semtidir. Aile kurmak için mükemmel olan bu yerde, 1959 senesini yazında Lodge ailesi tam da bunu yapmaktadır. Ancak bu huzurlu görüntünün ardında rahatsız edici bir gerçek bulunmaktadır. İyi bir eş ve baba olan Gardner Lodge, (Matt Damon) semtin hainlik, aldatma ve şiddet dolu karanlık köşelerini keşfetmek zorundadır. Bu, çok sorunlu olan insanların çok kötü kararlar vermesinin öyküsü.
Film, genel olarak etkileyici. Beğenmeseniz bile oyuncuların performanslarına hayran kalacaksınız. Ayrıca, filmdeki ırkçılık karşıtı mesajlar ve ABD'nin özeleştirisi de göz ardı edilemeyecek kadar güçlü. Bu yönüyle de oldukça başarılı bir yapım.
Oscar ödüllerinde neden bu filmden bahsedilmediğini anlamak zor. Genel olarak 10 üzerinden 7 veriyorum.
Julianne Moore muhteşemdi. İki karakteri de çok iyi yansıtmış. Rose'un ırkçı olmayan, yaşadıklarının altında ezilmiş hali de bana çok iyi geçti; Margaret'ın içten pazarlıklı ama bir yandan da üzüldüğüm tavrı da bana çok iyi geçti. Son tiradı muhteşemdi. Ama yuva yıkanın yuvası olmaz be tatlım.
Noah Jupe, sen nasıl bir yeteneksin yahu, yürüyedur çocuk. Yatağın altındaki sahnede o gerilimi ben hissettim sanki.
Mitch dayı, ah be seni de çok sevdim, hem güldürdün hem üzdün. Pisi pisine gittin vallahi. ''Seni oğlu gibi kim sever?'' :(
Oscar Isaac de filmi yükselten kişilerden biri kesinlikle. Roger ilk çıktığında dedim tamam, bunların palavrasını ortaya çıkaracak biri. Sonra baktım rüşvet kovalıyor, dedim bunu da zehirleyin gitsin. Zaten filmden aldığım en büyük feyz, başkasının elinden bir şey yiyip içmemek oldu.
Joker'da oynayan abimiz (Glenn Fleshler, iki mafya adamından kilolu olan) burada da benzer bir rolde, neyse ki yine layığını buluyor üstelik çok şatafatlı (!) bir şekilde. Filmin karakomik yanlarından biri de kendisinin oynadığı roldü.
Gardner'ın da sonuna bencilliği, açgözlülüğü sebep oldu aslında. Sürekli ben bir yetişkinim diye gezip duruyor, ama eve gelir gelmez sandviçle sütü gömüyor, oğlunu tehdit ediyor. Üstüne bir de zencileri suçluyor. Filmdeki insanların ırkçılık dozajını biraz yüksek ve abartı buldum, ama verilmeye çalışılan mesaj güzeldi.
Kötü bir film değil ama eksiği gediği çok fazla. Buna rağmen kısa süresiyle şans verilebilecek bir yapım.