Little Women Hakkında
Louisa May Alcott’un klasikleşmiş romanından uyarlanan Little Women, İç Savaş sonrası Amerika'da yaşamlarını sürdürmeye çalışan dört kız kardeşin hikayesini anlatıyor. Meg, Jo, Beth ve Amy birbirinden tamamen farklı karaktere sahip dört kız kardeştir. Çocukluk dönmelerini geride bırakıp kadınlığa geçiş süreçlerinde kardeşler türlü dertlerle boğuşur. Babaları Amerikan İç Savaşı'na katılan dört genç kız, anneleri ile birlikte yaşam mücadelesi vermeye başlar. Bu zorlu süreçte en büyük kazançları birbirlerinin yanında olmalarıdır. Her türlü zorluğu birlikte göğüsleyen kardeşler bu süreçte asıl mutluluğun sevgi olduğunu anlar.
Ancak, izlediğim kadarına yorum yapacak olursam eğer;
Babaları savaşa katılmış, anneleri ile birlikte yaşayan dört kız kardeşin yaşadıkları duygulara, merhametlerine, aile bağlarına, her birinin yeteneklerine ve hayat öykülerine odaklanan.
İçlerinde kendisini yazarlığa kaptırmış olan, zamanını şartlarına ve düşünce yapısına göre kadınların yalnız aşktan ibaret olduğu düşüncesine karşı çıkıp , kitaplarıyla anlatmak isteyen kadın karakterin, başarının ve aynı zamanda birine aşık olmanın, kadınlar için de hayata dahil olduğunu keşfetme ve kendi eseri olan "LİTTLE WOMEN" eserini oluşturma sürecini anlatan sımsıcak bir filmdi.
Karakterlerin her birinin öyküsü, farklı yönelimleri, olmak istedikleri insanların resmedilişi ayrı ayrı çok güzeldi.
Hissettikleri duyguları; karmaşa, yıkım sonunda var olma süreçlerini, yazar bir kadının başarı hissini, hayal ettiklerini gerçekleştirmesini ve sonunda bir arada mutlu olduklarını görmek, hepsini izlemek çok güzeldi.
Çekim kalitesi, sahneler, oyuncular ve zaman geçişleri ayrıca Emma Watson'un aksanını dinlemekte harikaydı.
Çok severek izledim.
Hayata dair bir şeyler izlemek aynı zamanda geçmişe de gitmek isteyen varsa eğer, bence bekletmeden izlesin.