Les Miserables Hakkında
Jean Valjean şekilde isimlendirilen 24601 nolu mahkum hapishaneden salınır. Kendisine yeni bir yaşam kurmak ister ama müfettiş Javert`in gölgesi onu herzaman takip etmektedir.
Fransız Devrimi`nin arifesinde geçen hikaye ihtilalin her iki tarafının da yüzünü gözler önüne serer.
meşhur yazar Victor Hugo`nun tıpkı isimli ünlü edebiyat klasiğinden uyarlanan Les Miserables (Sefiller),
Jean Valjean`ın ölümsüz hikayesini beyazperdeye taşıyor.
4 Oscar ödülü ele geçiren The King`s Speech filminin yönetmeni Tom Hooper`ın yönetmenliğinde çekilen filmin oyuncu kadrosu ise Hugh Jackman, Russell Crowe and Anne Hathaway, Helena Bonham Carter ve Amanda Seyfried bunun gibi birbirinden ünlü isimlerden oluşuyor.
Duyuyor musun sesi?
İşte bu halkın öfkesi!
Olmayacak hiçbir zaman bir başkasının kölesi!
Son zamanlarda kült olmuş kitapların filmlerinde böyle farklılaşma yollarına gidilmesi hoşuma gidiyor (Bkz: Anna Karenina/tiyatral). Sinemada farklı şeyler denemek, yeni soluklar getirmek güzel oluyor. Yıllar önce (Muhtemelen 2008 ya da 2009'da) kitabını okumuştum ve sonunda ağlamıştım. Daha sonra ise bu film çıktı ama müzikal olduğu için ön yargıyla yaklaşarak izlemedim ama büyük hata yapmışım. Film çıktıktan 8 yıl sonra izledim ve aynı kitabın sonunda olduğu gibi burada da ağladım. Gerçekten çok başarılı oyunculuklar vardı. Şarkı söyleyerek herhalde ancak bu kadar güzel hikaye anlatılabilir. Müzikallere olan ön yargım da böylece kırılmış oldu. Adeta bir masal dinler gibi çok güzel bir şekilde hikaye aktarılmış. Özellikle Anne Hateway'e bir parantez açmak istiyorum, bir rolün gerekliliği bu kadar yerine getirilebilir, müthiş bir oyunculuk Victor Hugo'nun karakter ile vermek istediği mesajları adeta yaşayarak oynamış, eğer bunu okuyorsan bayılıyorum sana Tüm bunların haricinde benim için ilginç bir anekdot daha mevcut; kitabı okuduğum sırada Jean Valjean'ı aklımda hep Russel Crowe olarak canlandırıyordum eğer filmi ben çekmiş olsam bu rolü ona verirdim ancak şansa bakın filmi yapanlar pek benim gibi düşünmüyormuş onun yerine Valjean'ın en büyük düşmanını Russel Crowe oynatmışlar .....
(oh pardon Hanımefendi Beyfendi, Kız, Girl, Kadın, Women Karşı cins yada LGBT+ birey kod adı Her neyse işte yazıyım da sonra cinsiyetçilik yapıyosun demesinler biri çıkıyo bana kadın diyemezsin biri çıkıyor bana yok hanımefendi diyemezsin kadın diceksin biri diyo ne karısı be düzgün konuş ya anlayın işte ne kültürsüz alıngansınız yok size demedim anlayan anladı !)
_sol la mi neyse o şekilde bağırması gibi sıkıntı yaşayabilirsiniz zira 1 2 neyse de sürekli diyaloglarda kulanılan bir coşma tekniği sanırım :D Yapımı izlerken resmen kulak zarım eridi. Kitabı okumadan da izlenebilir ama dedikleri gibi kitap daha bi güzel ise önce kitaptan başlanabilir bilmiyorum benim el altımda kitabı yok bu arada Oyunculuklar mütişti Göresel şölem de olumlu resmen bam başka bir tarihte olduğumuzu hisedebiliyoruz o hissiyatı tam anlamı ile veriyor. izleyin derim İyi Seyeirler...