Jîn Hakkında
Jîn, 17 yaşlarında, hayata katılmak için çıkışları zorlayan ve bu yolda karanlık ormanları cesurca aşmaya çalışan, sanki bir ‘Kırmızı Başlıklı Kız’dır. Film, Jîn’in bilmediğimiz bir nedenle, dağdaki silahlı bir örgütten kaçmasıyla başlar. Hem kaçtığı örgüt elemanlarından, hem de kolluk kuvvetlerinden izlenerek, dağlarda, ormanlarda yapayalnız günler ve geceler geçirir. Amacı bir büyük şehre, hayata, belki de hiç görüp bilmediği büyük dünyaların hayallerine ulaşmaktır. Küçük ama dayanıklı vücudu, taze ama güçlü iradesiyle kendine doğanın ürkütücü karanlığı ve vahşiliğinde yer açmayı başarır. Çatışmaların ortasında kalır, üzerine açılan ateşlerden cesurca korunmayı bilir, korkar, üşür, karnını doyurur. Ona en büyük gücü ve teselliyi, belki benzer tehditler altında beraber saf tuttuğu hayvanlar verir. Bir bombardımandan korunmak için bir ayıyla bir ini paylaşır, bir geyikle dayanışır, yaralı bir eşeği tedavi eder, yumurtasını yediği bir vahşi kuşla anlaşır, bir vaşak tarafından teselli edilir, bir yılan tarafından uyarılır, bir at tarafından korunmaya çalışılır... Sonunda elde ettiği sivil giysilerle dağdan iner.
Film, oldukça hassas bir konu üzerine inşa edilmiş ve bu nedenle ilgimi çekti. Daha önce "Kosmos" adlı filmini izledikten sonra başka bir filmini izlemeyi düşünmezdim, ancak bu filmdeki senaryo beni cezbetti. Film, yerel bir hikaye anlatıyor ve uluslararası izleyici kitlesine hitap etmiyor. Örneğin, Yeni Zelandalı bir izleyici, filmdeki PKK veya Doğu Anadolu'nun gerçekleri gibi konuları anlamakta zorlanabilir.
Doğu'daki erkeklerin psikolojik ve sosyolojik durumları başarılı bir şekilde aktarılmış. Kamyoncuların portresi iyi çizilmiş ve bölgedeki insanların geçim sıkıntıları etkileyici bir şekilde resmedilmiş. Doğu'nun doğal güzellikleri ve hayvanların insanlarla olan ilişkisi de güzel bir şekilde anlatılmış. Ayrıca, Doğu'daki bir genç kızın eğitimde karşılaştığı zorluklar ve bu konudaki siyasi eleştiriler de dikkat çekici. Yönetmen bu konularda oldukça başarılı bir iş çıkarmış.
Filmde birçok dikkate değer sahne var. Özellikle, "Çanakkale'den geldim ben" deyip "hiç insan öldürmedim" diyen askerin mağaradaki sahnesi oldukça etkileyiciydi. Çanakkale'nin seçimi de harika bir detay olmuş.
Sabırla izlenmesi gereken ve gelecekte bu konularda film çekmek isteyenler için rehber niteliğinde bir film. 10 üzerinden 7,4 puan veriyorum.