Gran Turismo Hakkında
Arabalara karşı doğuştan gelen bir yeteneğe sahip olan bir Gran Turismo oyuncusu, oyun becerilerini bir dizi Nissan yarışmasını kazanmak için kullanır ve gerçek bir profesyonel yarışçı olma yolunda ilerler. O, hayalini gerçekleştirmek ve pistte zirveye ulaşmak için hem kendi hem de arabanın sınırlarını zorlayarak, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışır.
Neill Blomkamp, düşük bütçelerle özgün bilim-kurgu hikayeleri anlatan bir yönetmen olarak takdir ettiğim biri. Ancak Gran Turismo, onun alışılmış çizgisinden farklı bir proje. Filmin ikinci yarısında toparlanmayı başarmış. İlk yarının zayıf olmasının birçok nedeni var. Bunlardan ilki Orlando Bloom'un kötü performansı. Ancak esas sorun, senaryonun zamana sığmaması. GT Academy süreci, pilotların eğitimleri ve karakter gelişimleri yüzeysel işlenmiş. Bu nedenle karakterlerle bağ kuramıyor ve olay örgüsünün gerçekliğine inanmıyoruz. Film, alt metninde "bilgisayar koltuğundan çıkan biri böyle yarışamaz" düşüncesini destekliyor. Çünkü Jann Mardenborough'nun hikayesi, 2011'de GT Academy'ye katılmasıyla başlıyor ve 2013'te Le Mans 24 Saat yarışına katılmasıyla devam ediyor. Film bu iki yılı birkaç ay gibi gösteriyor, bu da gerçekçiliğini kaybettiriyor.
Ancak ikinci yarı, bolca yarış sahnesi ve ciddi, trajik anlarla dolu olduğu için oldukça güçlü. Teknik açıdan da başarılı. Sesler ve animasyonlar oldukça eğlenceli. Bloom'un ekran süresinin azalması ve diğer oyuncuların daha fazla ön plana çıkması, karakterlerle bağ kurmayı kolaylaştırıyor.
Filmin gişe performansı nasıl olur bilemiyorum, ancak böyle bir marka için hiç de fena bir eser değil. Yarış filmi önerisi isteyenlere tavsiye edebilirim, ancak en üst sıralara koymamak şartıyla.