Forrest Gump Hakkında
Dünyayı Forrest Gump'ın gözleriyle gördüğünüzde hiçbir şey aynı olmayacak.
Hayat bir kutu çikolata gibidir... Ne alacağını asla bilemezsin.
Forrest sakat bir çocuktur. Ancak bu sakatlığı onun normal bir insan haline dönme arzusunu köreltmemiştir. Tam otuz yıl boyunca inanılmaz zorluklar yaşayan Forrest sonunda kendisini ülkesinin en sevilen futbol yıldızları arasında görmesini sağlamıştır. Bu çabaları o kadarla da kalmamış katıldığı Vietnam Savaşı'ndan bir kahraman olarak dönmüş ve Beyaz Saray'da şeref madalyası almış ama en önemlisi de dünyada en çok sevdiği şey olan sevgilisinin kalbini kazanıp onunla evlenmeyi başarmıştır. Çok akıllı biri olmasa da kalbinin neyi istediğini çok iyi bilen Forrest ona ulaşabilmek için olağanüstü bir çaba sarf ederek herkese istediğini elde edebileceği konusunda bir örnek teşkil etmiştir.
Yıllar geçtikçe filmdeki her adım, her yolculuk bir metafora dönüşür; sevinçler, acılar, kayıplar ve kazançlar, yalnızca bir bireyin yaşamını değil, tüm insanlığın ortak deneyimini yansıtır. Forrest'in “koşma” anları, belki de en basit ama aynı zamanda en derin yaşam derslerinden biridir: Hayat, çoğu zaman ne yapmanız gerektiğini size söylemez, ama siz yine de ilerlemelisiniz. Onun koşusu, insanın kendi sınırlarını zorlaması ve beklenmedik anlarda karşılaştığı mucizelere olan inancıdır.
Film, alt metinleriyle, modern dünyanın hızla kaybolan değerlerini ve gerçek anlamda neyin önemli olduğunu sorgulayan bir yapıt olarak da öne çıkar. Forrest’ın hikayesinin ardında, son derece karmaşık ve entelektüel bir düzlem vardır. O, toplumun verdiği tüm etiketlerden bağımsız olarak, saf bir şekilde hareket eder ve nihayetinde toplumun ondan beklediği büyük kahramanlık yerine, onun gerçek kahramanlığı olan içsel yolculuğuna çıkar.
Ve tabii ki, Forrest Gump’ın müzikleri, dönemin ruhunu ve Forrest’ın hayatındaki dönüm noktalarını mükemmel bir şekilde yansıtır. Her notada, her melodiye sığdırılmış duygusal yoğunluk, sadece bir film müziği değil, hayatın kendisinin bir parçası gibi gelir. Bir usta yönetmenin imzası, her karede, her detayda izleyiciyi içine çeker. Zamanla ne kadar büyürse büyüsün, film her izleyişte yeni anlamlar sunar, çünkü bu bir film değil, izleyenin iç yolculuğuna çıkan bir rehberdir.
-Bana söylediklerinizi yapmak komutanım.
- Lanet olsun Gump! Sen resmen bir dahisin. Hayatımda duyduğum en olağanüstü cevap. Senin zeka seviyen 160 falan olmalı!