First Blood Hakkında
John Rambo,bir dağ kasabasına gelirken kasaba şerifinin taciziyle karşılaşır. Tek istediği temizlenmek ve karnını doyurmaktır. Şerif ona terörist muamelesi yapar, yakalar, hapse atar. Hapiste polislerin işkencesi sırasında Rambo'nun gözünde Vietnam'da gördüğü işkenceler canlanır ve karakolu darmadağın edip bir motosiklete el koyarak dağa kaçar.
Polisler bu yeşilbereli askeri küçümser. Kaçarken helikopterden üzerine ateş açılır. Rambo helikoptere taş atar ve silahlı polis düşerek ölür. Bütün polis ve özel kuvvetler Rambo'nun peşine düşer. Ancak dağlık ormanda Rambo onları tek tek avlar fakat kimseyi öldürmez. Eski bir madene sığınır. Şerif Will Teasle (Brian Dennehy), Rambo'nun komutanı Albay Samuel Trautman (Richard Crenna)'dan yardım ister. Albay onlara ne ile karşı karşıya olduklarını söyler ve uyarır, ama Şerif onu dinlemez. Rambo kasabaya döner ve duman eder. Sonuçta albayın iknasıyla teslim olur.
Sembollerin, ideolojik mesajların had safhada olduğu Amerikan film örneklerindendir her iki seri de. Subjektif tarih anlayışına sahip, gerçek hayatta yaptığı eylemleri güzelleyen, bunu da yıllarca konuşulan karakterler üzerinden yapabilmiş serilerdir. Başarısızlıkları başarı, kayıpları kazanç, yanlışları doğru göstermek için sinema çoğu zaman araç olmuştur, özellikle Amerika için. Sinemanın başlangıç yıllarından günümüze kadar birçok filmde propaganda, amaç olarak kullanılmaktadır zaten. Propaganda filmlerinin en eskilerinden biri olan Potemkin Zırhlısı filminde de Ruslar, gerçekte başarısız olan bir isyanı başarılı olmuş gibi göstermiş. Bir de üstüne olmayan bir katliamı konu edinmiştir. Öyle ki tarihi gerçekliği yansıtmayan bu başarı ve katliam birçok insan tarafından tarihi gerçekmiş gibi kabul edilmiş, bu da propaganda filminin etkisini gözler önüne sermekle beraber önünü de açmıştır.
Rambo, Rocky gibi filmlerde de gerçekten ziyade “olması istenilen gerçekler”in mesajı verildiği aşikârdır. Bu sadece sinemada değil; edebiyatta, sanatın birçok dalında da böyledir. Geçmişte de böyleydi, şimdi de böyle ve gelecekte de böyle olacak maalesef. Bu tarz filmleri izleyip izlememek kişisel tercih olmakla beraber, sadece seyir zevki için de izlemek mümkün. Zira çekildiği zamana göre değerlendirdiğimizde ve hâlâ günümüzde kendini izletebildiği düşünüldüğünde sinema açısından hiç şüphesiz bu bir başarıdır. Ama eğer ki tarih, film ve dizilerden öğreniliyorsa işte o zaman vay hâlimize!