Dabba Hakkında
Mumbay, mucizeler kentidir... Bu dev kentte her gün 160.000 sefertası evlerden alınıp işyerlerine dağıtılır, akşamüstleri de aynı şekilde toplanır. Mutsuz ev kadını İla'nın, ilgisiz kocasını heyecanlandırmak ümidiyle denediği tarifler, özene bezene hazırladığı sefertasları yanlışlıkla, emekliliğini iple çeken yalnız Saajan'a ulaşır. İla ile Saajan birbirlerine böylece ufak notlar iletmeye başlarlar. Hayallerin katili bu dev kentte ikisi de bir yudum umut bulur sefertaslarında. Birbirlerini gerçekten hiç görmeseler de yaşam düzenlerini tehlikeye atmayı göze alarak sefertasları üzerinden olağanüstü bir ilişkiye girişirler.
Kocasına yemek hazırlayan Ila, kocasına kendini beğendirmek için uğraşmakta; fakat kocası tarafından görülmemektedir. Yeni tarifler ve yeni baharatlarla yemek denemeleri yapan kadının yaptığı yemekler, yanlışlıkla kocası yerine başka birine gider. Eşini kaybetmiş, yalnız yaşayan adam, kadının gönderdiği bütün yemekleri yer. Kadın eve gelen kocasının yemekleri yemediğini anlayınca yemeklerini yiyen adama bir not gönderir. Adamın karşı cevabı üzerine kadın yeniden yazar. Karşılıklı yapılan bu yazışmalar sonucunda aralarında bir bağ oluşmaya başlar.
Hindistan'da yüz yılı aşkın süredir evlerden iş yerlerine dağıtılan sefer tası sisteminin adı dabbawalla. Bu sistemde çalışanların büyük çoğunluğu okuma yazma bilmeyen insanlardan oluşuyor ve meslek babadan oğula geçiyor. Japonya, Kore, Tayvan gibi ülkelerde de Bento (Beslenme çantası) adı ile bilinen kültürün, bizde Amerikan hazır yemek sistemiyle yer değiştirmesi, çok acı bir durum. Açlığın ve yokluğun olduğu ülkede sefer tası oldukça ekonomik bir sistem. Bu sisteme bile gücü yetmeyenler ise öğlen yemeklerinde ucuz olduğu için muz yiyorlar.
Milyonlarca sefer tası içerisinde yaşanan karışıklık iki insanın tanışması için vesile oluyor. Yalnızlık içindeki iki insan, iki farklı yaşam biçimine iki farklı dini inanışa ve yaşa sahipler. Birisinin yemek yapacak kimsesi yok, diğerinin ise yaptığı yemekleri yiyecek birisi yok. Bir eşi, bir çocuğu olan Ila adındaki kadın ve hayatta ölmüş eşinin hatıraları dışında hiçbir şeyi olmayan Saajan adındaki adam. Birbirlerine gönderdikleri mektuplarla hayatlarına dokunan, alışkanlıklarında ve hayata bakış açılarında değişiklikler yapan, birbirlerini bekleyen iki insan.
Galiba anlatacak kimse olmayınca geçmişi unutuyorsun (Ne güzel bir söz).
Film sadece bu iki insan üzerinden yürümüyor. Ila'nın üst katında oturmakta olan, yıllardır kocasına bakan ve evden dışarıya çıkamayan bir kadın var. Bu kadın Ila'nın gelecekteki hali olma ihtimali oldukça yüksek. Diğer tarafta ise Saajan'ın yerine geçmesi beklenen genç, uçarı, umutları olan bir adam. Saanjan'ın gençliği olabilir mi?
En yakınlarındaki insanlardan gençliklerini ya da yaşlılıklarını gören bu iki insan var oldukları düzenden çıkmak isteyecek mi? Genç bir kadın karşısında kendini genç hisseden adamın fikri banyoda aldığı büyük babasının kokusuyla değişecek mi? Emeklilik mi, devam mı? Yeni bir hayat mı, eski hayata devam mı?
Son tamamıyla size kalmış.
Kısa bir not; Hint filmlerinde görmeye alıştığımız dans, hareket, eğlence bu filmde yok. Yüksek tempoyla giden akışı yüksek bir film de değil. Tempolu filmleri seviyorsanız bu film size uygun değil.
The Lunchbox, IMDB puanı: 8,0
Uchiha İtachi bence anime dünyasındaki en saygı duyulması gereken karakter. Benim de en sevdiğim karakter.
Filmden çıkarılacak başka bir durum da, adamın değişime kapalı, kadının değişime açık olmasını işliyor.
Adam karısından bahsederken hep camın arkasından karısına baktığını ve keşke hep öyle kalabilmiş olmayı dilediğini söylüyor. Filmin sonlarına doğru buluşmada da aynı durum oluyor. Adam gönlünü açabilmeyi dileği kadınla buluşmak yerine uzaktan bakmaktan başka hiç bir şey yapmıyor eskisinde olduğu gibi. Geçmişteki bahanesi bisikleti tamir etmek iken, şimdiki bahanesi yaşlılık.
Kadın ise hep bir değişim içinde olmayı istiyor. Eşi ve kızı onu eve bağlıyor, üst kattaki komşusu eve bağlıyor, babasının hastalığı ve fakirliğinden, kocasından para alabilmek için eve bağlanıyor. Sonra mektuplarla bir yol açıyor kendine. Ama o yolu da adam kapatıyor. Sonunda bütün takılarını satarak, kızıyla yeni bir umuda yol alacak ve artık önünde hiç kimse yok. Kocası sadakatsiz, babası ölmüş, üst kattaki sipariş veren kadın artık siparişlerini kapıcıya verebilir.
Bu yönüyle filmin sonu açık bitmedi.
Gelişime açık olanlar yeni bir hayata, iyi veya kötü olabilir, ama cesaretle atılabildi. Kapalı olanlar, korkaklıkla, biletini alarak bindikleri trenden, daha hareket etmeden indiler.