Cinnet Hakkında
Cinnet, çok sevdiği kocasının öldüren ancak olaya dair hiçbir şey hatırlamayan genç bir kadının yaşadıklarını konu ediyor. Nida, eşi ve kızı ile mutlu bir hayatı olan genç bir kadındır. Ancak onun huzurlu hayatı, bir gece cinnet geçirmesiyle kabusa dönüşür. Nida, geçirdiği cinnet sonucu çok sevdiği kocasını vahşi bir şekilde öldürür. Ancak o, yaşanan hiçbir şeyi hatırlamamaktadır. Sabah uyandığında kocasının cesedi ile karşı karşıya kalan Nida, yaşananları hatırlamaya çalışsa da bir sonuca varamaz. Bu sırada cinayetin videosu internette yayılmaya başlayınca işler iyice karışık bir hal alır. Kendisini temize çıkarmak isteyen Nida, problemi çözene kadar kaçmaya karar verir. Nida, sorunun zihninin derinliklerinde olduğunu düşününse de gerçekler hiç de öyle değildir. Tüm işaretler, ona musallatt olan korkunç bir cini göstermektedir.
1. İlk izlenimimle başlayacak olursam, bu film benim için hayal kırıklığıydı. Beklentilerim oldukça yüksekti çünkü film 8'in üzerinde bir puana sahipti. Ancak, izlediğimde ne korku ne de gerilim unsurlarını yeterince bulabildim. Sonu da oldukça anlamsız geldi. Yönetmen Stanley Kubrick'in ünü nedeniyle bu kadar beğenildiğini düşünüyorum. Stephen King'in romanları genellikle karmaşık ve bazen gereksiz detaylarla dolu oluyor; bu filmde de benzer bir durum söz konusu. Kısacası, benim için abartılmış bir yapım.
2. Şimdi filmi daha derinlemesine inceleyelim. İlk yorumumda sıradan bir izleyici olarak hissettiklerimi paylaştım. Ancak, filmi daha dikkatli bir şekilde değerlendirdiğimde, aslında çok daha fazlasını sunduğunu fark ettim. Kubrick, King'in romanını sadece bir başlangıç noktası olarak kullanmış ve kendi vizyonunu yaratmış. Her sahnede gizli anlamlar ve semboller var. Bu açıdan bakıldığında, film gerçekten bir başyapıt. Özellikle "Room 237" adlı belgeseli izlerseniz, filmin ne kadar derin ve zekice kurgulandığını daha iyi anlayabilirsiniz. Bu yüzden filmi iki farklı perspektiften izlemek önemli.
İyi seyirler!
1. Puan: 5
2. Puan: 8.1