Müziği, filmden daha meşhur... Çok ahım şahım bir film olmamakla birlikte 1981 yılının "En Film Oscarı"nı da evine götürmüştür demekte yarar ... Devamını gör..
Müziği, filmden daha meşhur... Çok ahım şahım bir film olmamakla birlikte 1981 yılının "En Film Oscarı"nı da evine götürmüştür demekte yarar var.
İyi spor filmi. Spor filmlerinin çoğu Amerikan futbolu, kriket, beyzbol içerdiğinden, en temel spor olan atletizme ilişkin yapılmış güzel bir film bu.... Devamını gör..
İyi spor filmi. Spor filmlerinin çoğu Amerikan futbolu, kriket, beyzbol içerdiğinden, en temel spor olan atletizme ilişkin yapılmış güzel bir film bu. Müzikleriyle zaten izlenirliği artıyor. 7.
Betamaxta izledim
Vhsde izledim
Trtde izledim
Vcdde izledim
Dvdde izledim
Londra Olimpiyatlarından önce Nette izledim
Unutulmazfilml... Devamını gör..
Betamaxta izledim
Vhsde izledim
Trtde izledim
Vcdde izledim
Dvdde izledim
Londra Olimpiyatlarından önce Nette izledim
Unutulmazfilmlerde de izledim... 30 senedir izliyorum ezcümle...
Oscarın hak edene verildiği zamanlardan bir klasik...
Bir film klasik olarak addedilecekse; efsane olacaksa, ölümsüz olacaksa dönemin, şartların, baskının, popülerin esiri olmayıp mekandan ve zamandan münezzeh bir iş olmalı...
Chariots of Fire tam olarak böyle bir iş... Evrensel ve Ölümsüz...
Vangelis'in müziğiyle gerçekte yaşanmış bir olaylar manzumesini sinematografik açıdan şahane anlatan 4 oscarlı sinema filmidir.
Din, mezhep, kardeşlik, ulus, centilmenlik, mücadele, azim, çalışkanlık gibi hemen hemen dünyadaki tüm önemli mevhumları temasında barındıran klasiktir. Öyle ki arap asıllı hocasıyla çalışan yahudi asıllı ingiliz şampiyonun cambridge akademisyenlerine kafa tutması mı? Yoksa şabat günü olimpiyatlarda yarışmayı reddeden iskoç şampiyonunun veliaht prens ve lordlara direnmesi mi :) Her şey var... Adeta batmayan güneş imparatorluğundaki tüm taraflara eşit mesafede durma niyeti ve olimpik ruhun sportif kardeşliği ortaya sermesinin resmi bu film ve senfonisi vangelisin soundtrackı...
Çinde misyonerlik yapan protestan bir rahibin tutucu oğlu olan liddell, cambridgeli yahudi abrahams, oxfordlu gazeteci bir ailenin oğlu olan montague, muhafazakar partili havers, tıp talebesi stallard gibi talebe gençlerin 1924 olimpiyatlarında büyük britanyayı tüm farklılıklarına rağmen kenetlenerek bireysel mücadele ettikleri branşlarda bile takım olmayı başararak tarihi zaferlere imza atmasını ve bilhassa son müsabaka ile amerikalıları madara edişinin destansı öyküsüdür.
Film, seyriciye londra'dan paris'e geçen ekibin o yaz büyük kazanımlar elde ettiğini bunu birbirlerine borçlu olduklarını ve hayatlarının geri kalanında her birinin kendi dallarında, kariyerlerinde zirveye çıkarak örnek insan olmalarını aktarmakta.
mutlaka izlenmeli... Liddell'ın kafayı koşarken geriye atması, konuşurken yağmurun sorduğu soruyla şiddetlenmesi ve verdiği "from within" cevabıyla güneş açması gibi son derece vurucu detaylara sahip şaheser... Alın çayınızı, kahvenizi bu dünyanın yapaylığından uzaklaşıp sinema nedir; sanat nedir; yaşam nedir; hayat gailesi nedir; senaryo nedir sorularının cevabını bulup salonlarda izlediğimiz sinema filmiyse bu ne diye kendinize sorup sorup durun... iyi seyirler....
müzikleri ile beraber fena olmayan bir spor filmi, zaman zaman aksak yanları bulunsa da kendini finale kadar izletmeyi başarıyor, kült değil ancak vas... Devamını gör..
müzikleri ile beraber fena olmayan bir spor filmi, zaman zaman aksak yanları bulunsa da kendini finale kadar izletmeyi başarıyor, kült değil ancak vasat demekte mümkün değil, orta karar diyelim...
müzikleri ile beraber fena olmayan bir spor filmi, zaman zaman aksak yanları bulunsa da kendini finale kadar izletmeyi başarıyor, kült değil ancak vas... Devamını gör..
müzikleri ile beraber fena olmayan bir spor filmi, zaman zaman aksak yanları bulunsa da kendini finale kadar izletmeyi başarıyor, kült değil ancak vasat demekte mümkün değil, orta karar diyelim...
Vintage filmleri seven birisi olarak söyleyebilirim ki.Aşağıda ki yorumlara kanmayın,Öyle aman aman bir film değil.Ordan oraya sıçrayan bir kilise de ... Devamını gör..
Vintage filmleri seven birisi olarak söyleyebilirim ki.Aşağıda ki yorumlara kanmayın,Öyle aman aman bir film değil.Ordan oraya sıçrayan bir kilise de bir koşu parkında bir cambiridge kampüsünde bir evde masa da yemek masasında geçen bir film hatta öyle geçişler yaşıyor ki film Allah allah biz buraya nasıl geldik az önce Çin de değilmiydik.Diyesim geliyor.On dakika geçiyor yemek masası faslı bitiyor hoop yeniden ÇİN yani aşağıdaki yorumlar fazla abartılı kısaca film de verilen mesaj kısaca şu:1Dünya savaşında çıkan BİRLEŞİK KRALLIK işte böyle hızlı koşan çocuklar sayesinde toparlandı.Gibi kör göze parmak gibi göstermesi var..Film de aklımda kalan tek şey çalan şarkılar olacaktır.Dinleyin pek çoğu gümüzde asansör müziği ve tuvalet müziği olarak kullanılmakta.
Neyse fazla yermek istemiyorum yine de ama konu geğişleri ve ilerlemesi çok karışık.
Lütfen yorumlarınızı saygı kuralları çerçevesinde yapınız.Yorum yapabilmek için üye olmalısın.
Chariots of Fire
Dram, Biyografi, Spor
7.160.53b
7.2
Muhteşem
Chariots of Fire Hakkında
1924 Olimpiyatlarına hazırlanan atletlerin gerçek hikayesi... Zorlu maratonda ingiliz atletlerin en büyük rakibi italyan sporculardır... Azim ve inanç üzerine bir film..
Vhsde izledim
Trtde izledim
Vcdde izledim
Dvdde izledim
Londra Olimpiyatlarından önce Nette izledim
Unutulmazfilmlerde de izledim... 30 senedir izliyorum ezcümle...
Oscarın hak edene verildiği zamanlardan bir klasik...
Bir film klasik olarak addedilecekse; efsane olacaksa, ölümsüz olacaksa dönemin, şartların, baskının, popülerin esiri olmayıp mekandan ve zamandan münezzeh bir iş olmalı...
Chariots of Fire tam olarak böyle bir iş... Evrensel ve Ölümsüz...
Vangelis'in müziğiyle gerçekte yaşanmış bir olaylar manzumesini sinematografik açıdan şahane anlatan 4 oscarlı sinema filmidir.
Din, mezhep, kardeşlik, ulus, centilmenlik, mücadele, azim, çalışkanlık gibi hemen hemen dünyadaki tüm önemli mevhumları temasında barındıran klasiktir. Öyle ki arap asıllı hocasıyla çalışan yahudi asıllı ingiliz şampiyonun cambridge akademisyenlerine kafa tutması mı? Yoksa şabat günü olimpiyatlarda yarışmayı reddeden iskoç şampiyonunun veliaht prens ve lordlara direnmesi mi :) Her şey var... Adeta batmayan güneş imparatorluğundaki tüm taraflara eşit mesafede durma niyeti ve olimpik ruhun sportif kardeşliği ortaya sermesinin resmi bu film ve senfonisi vangelisin soundtrackı...
Çinde misyonerlik yapan protestan bir rahibin tutucu oğlu olan liddell, cambridgeli yahudi abrahams, oxfordlu gazeteci bir ailenin oğlu olan montague, muhafazakar partili havers, tıp talebesi stallard gibi talebe gençlerin 1924 olimpiyatlarında büyük britanyayı tüm farklılıklarına rağmen kenetlenerek bireysel mücadele ettikleri branşlarda bile takım olmayı başararak tarihi zaferlere imza atmasını ve bilhassa son müsabaka ile amerikalıları madara edişinin destansı öyküsüdür.
Film, seyriciye londra'dan paris'e geçen ekibin o yaz büyük kazanımlar elde ettiğini bunu birbirlerine borçlu olduklarını ve hayatlarının geri kalanında her birinin kendi dallarında, kariyerlerinde zirveye çıkarak örnek insan olmalarını aktarmakta.
mutlaka izlenmeli... Liddell'ın kafayı koşarken geriye atması, konuşurken yağmurun sorduğu soruyla şiddetlenmesi ve verdiği "from within" cevabıyla güneş açması gibi son derece vurucu detaylara sahip şaheser... Alın çayınızı, kahvenizi bu dünyanın yapaylığından uzaklaşıp sinema nedir; sanat nedir; yaşam nedir; hayat gailesi nedir; senaryo nedir sorularının cevabını bulup salonlarda izlediğimiz sinema filmiyse bu ne diye kendinize sorup sorup durun... iyi seyirler....
Neyse fazla yermek istemiyorum yine de ama konu geğişleri ve ilerlemesi çok karışık.