Brimstone Hakkında
Hesap günü yaklaşıyor?
Brimstone (Cehennem), yeryüzündeki cehennemin acımasız zulmüne karşı kuvvetli bir kadınlık ve direniş hikayesini anlatıyor izleyicilere.
İşlemediği bir suçun sanığı olan Liz, ailesini hırslı ve intikam almak isteyen pederden korumak mecburiyetindedir. Peder kürsüye çıktığı andan itibaren Liz ve ailesi büyük tehlike altına girecektir.
Kadınlar, dünyanın her yerinde, farklı şekillerde baskı altında. Ülkemizde de durum farklı değil. Kadınlar, toplumun dayattığı normlar nedeniyle özgürce hareket edemiyor. Sokakta kahkaha atmak, hamile olarak dışarı çıkmak ya da gece saatlerinde dolaşmak bile kadınlar için sorun haline gelebiliyor. Erkekler, kendi sapkın bakış açıları nedeniyle kadınları kısıtlıyor ve bu kısıtlamalar, kadınların toplumda soyutlanmasına neden oluyor. Eğitim sistemleri, kadınları tanımayan ve anlamayan bireyler yetiştiriyor, bu da istem dışı sapkınlıkların gelişmesine yol açıyor. Umuyorum ki, bir gün aydınlık bir geleceğe kavuşuruz.
Filme dönecek olursak, sinematografik açıdan çok şey beklememek gerekse de, film saygıyı hak ediyor. İçerdiği sahneler kurgu olsa da, gerçek hayatta benzer olaylar yaşanıyor. Bu da filmi izlerken beni derinden etkiledi. Başrol oyuncusu Guy Pearce, rolünü büyük bir ustalıkla canlandırarak izleyicinin karakterden nefret etmesini sağlıyor. Ayrıca, Jon Snow'u görmek de beni şaşırttı. Oyunculuklar ve kurgu açısından film 7 puanlık bir iş çıkarmış. Senaryo bazı yerlerde kafa karıştırıcı olsa da, filmi sosyolojik bir perspektiften izlemek önemli. Bu tür filmler, insanlığımızı sorgulamamıza yardımcı oluyor ve bu tür yapımları hayata geçiren herkese teşekkür etmek gerekiyor.
İyi seyirler dilerim.