Ari Aster, Midsommar, Hereditary ve The Strange Thing About the Johnsons gibi filmleriyle benim için önemli bir yönetmen haline geldi. Beau is Afraid ... Devamını gör..
Ari Aster, Midsommar, Hereditary ve The Strange Thing About the Johnsons gibi filmleriyle benim için önemli bir yönetmen haline geldi. Beau is Afraid filminden de benzer bir etki bekliyordum ve beklentilerim büyük ölçüde karşılandı. Aster, yine aile bağları ve aileden kaynaklanan travmaları işliyor. Filmin iyi olup olmadığı konusunda ise kararsızım.
Film, birey olmayı başaramamış bir adamın hayatını 3 saatlik bir kabusa dönüştürüyor. Bu kabus, bizim dünyamızla pek de bağlantısı olmayan bir kaos ortamında geçiyor. Kabusun merkezinde ise Beau'nun annesi var. Toksik ebeveynlik, Beau'nun bireyselliğini tamamen zayıflatıyor.
Aster, sahne yönetiminde yine ustalığını konuşturuyor. Midsommar'da çok beğenilen formülü benimseyip, arka plana sayısız detay eklemiş. Ancak ön plandaki detaylarda ciddi sorunlar var. Film, Beau'nun travmalarını çeşitli göndermelerle anlatmaya çalışıyor ama her şey o kadar karmaşık ve abartılı ki izleyiciyi yoruyor ve anlaşılmaz hale geliyor. Sonrasında "anlamadınız" dercesine hikayeyi farklı tekniklerle yeniden anlatıyor. Bazen bir David Cronenberg filmine dönüşüyor, bazen Truman Show'u andırıyor, bazen de filmde olmaması gerektiğini düşündüğünüz sahnelerle karşılaşıyorsunuz. Son 30 dakikası ise oldukça basit bir şekilde bitiyor ve "Bunun için mi bekledim?" dedirtiyor. Aster, erkekliğiyle yüzleşememiş bir karakteri anlatmak için filme konuşan devasa bir penis eklemiş! Bu, inandığı bir iş olsa da daha zekice işlenebilirdi. İzleyici olarak daha fazlasını beklemek hakkım diye düşünüyorum. Aster, sinemada matematiksel bir yaklaşım benimsemiş ve filmi aşırı planlı hale getirip doz aşımına uğratmış.
Bu film üzerine 30 yıl sonra bile yazılar yazılabilir. Hatta bazı sahnelerin psikolojik incelemeleri şimdiden yapılıyordur. Beau'nun tam olarak ne düşündüğünü merak edenler vardır ki ben de merak ediyorum. Okuması keyifli olacak ama izlemesi o kadar da keyifli değildi. Yine de çok farklı bir deneyim olduğu için izlediğime memnunum.
Psikolojik, komedi ve gerilim türlerini karıştıran uzun bir film. Aile eğlencesi türü değil. Filmin türünü anlayalım, ben eğlenmedim demek ki güzel fi... Devamını gör..
Psikolojik, komedi ve gerilim türlerini karıştıran uzun bir film. Aile eğlencesi türü değil. Filmin türünü anlayalım, ben eğlenmedim demek ki güzel film değil şeklinde yorumlar yapmayalım.
Çok kötü ve saçma, o kadar kötü ki filmin sonunda ki jeneriği izledim "oh be normal bi kısmı varmış" dedim. Bu arada son sahnede "babayı yedik" demiş ... Devamını gör..
Çok kötü ve saçma, o kadar kötü ki filmin sonunda ki jeneriği izledim "oh be normal bi kısmı varmış" dedim. Bu arada son sahnede "babayı yedik" demiş olsa puanım 10 üzerinden 0.01 değil de 0.02 olurdu :))) Filmi benim gibi "ha anladık ha anlıcaz" diye izleyen müthiş sabırlı kişileri kutluyor onlarla yarınlar da tanışmak istiyorum.4 :))
Ari Aster üçte üç yapmış dediğim film. Bir önceki yapımlarında, yaptıklarını yapmıyor.
Başta, "ne izliyorum lan ben?" dedirtecektir. Psikolojik bi... Devamını gör..
Ari Aster üçte üç yapmış dediğim film. Bir önceki yapımlarında, yaptıklarını yapmıyor.
Başta, "ne izliyorum lan ben?" dedirtecektir. Psikolojik bir rahatsızlık mı izliyorum, farklı bir evren/dünya yapısı mı izliyorum gibi pek çok soru işareti yaratıyor.
İzlemesi kolay bir film kesinlikle değil ve herkese hitap etmesi zor. Fakat sinefiller özellikle çok sevecektir. Konu olarak da, neredeyse kim ne almak isterse onu alabilir denebilir. Üstüne konuşabileceğiniz insanlar ile izlemekte fayda var.
Final olarak sinematografisi, kurgusu ve genel olarak konusu ve twistleriyle beraber 8/10'luk bir film. Yönetmenin önceki filmlerini de mutlaka izledikten sonra girilmeli, ki kafaya hakim olunabilsin.
Ari Aster müzikal film çıkarsa, onu bile seyrederim.
1 yıl önce
0 beğenme
X
Beau Is Afraid'e yorum yapıyorsunuz.
Lütfen yorumlarınızı saygı kuralları çerçevesinde yapınız.Yorum yapabilmek için üye olmalısın.
Beau Is Afraid
Dram, Korku, Komedi
6.723.97b
6.8
Fena Değil
Beau Is Afraid Hakkında
Annesi aniden öldükten sonra, eve doğru gerçeküstü bir yolculuğa çıkan ve bu sırada en büyük korkularıyla yüzleşen kaygılı bir adamın sürrealist hikayesi.
Film, birey olmayı başaramamış bir adamın hayatını 3 saatlik bir kabusa dönüştürüyor. Bu kabus, bizim dünyamızla pek de bağlantısı olmayan bir kaos ortamında geçiyor. Kabusun merkezinde ise Beau'nun annesi var. Toksik ebeveynlik, Beau'nun bireyselliğini tamamen zayıflatıyor.
Aster, sahne yönetiminde yine ustalığını konuşturuyor. Midsommar'da çok beğenilen formülü benimseyip, arka plana sayısız detay eklemiş. Ancak ön plandaki detaylarda ciddi sorunlar var. Film, Beau'nun travmalarını çeşitli göndermelerle anlatmaya çalışıyor ama her şey o kadar karmaşık ve abartılı ki izleyiciyi yoruyor ve anlaşılmaz hale geliyor. Sonrasında "anlamadınız" dercesine hikayeyi farklı tekniklerle yeniden anlatıyor. Bazen bir David Cronenberg filmine dönüşüyor, bazen Truman Show'u andırıyor, bazen de filmde olmaması gerektiğini düşündüğünüz sahnelerle karşılaşıyorsunuz. Son 30 dakikası ise oldukça basit bir şekilde bitiyor ve "Bunun için mi bekledim?" dedirtiyor. Aster, erkekliğiyle yüzleşememiş bir karakteri anlatmak için filme konuşan devasa bir penis eklemiş! Bu, inandığı bir iş olsa da daha zekice işlenebilirdi. İzleyici olarak daha fazlasını beklemek hakkım diye düşünüyorum. Aster, sinemada matematiksel bir yaklaşım benimsemiş ve filmi aşırı planlı hale getirip doz aşımına uğratmış.
Bu film üzerine 30 yıl sonra bile yazılar yazılabilir. Hatta bazı sahnelerin psikolojik incelemeleri şimdiden yapılıyordur. Beau'nun tam olarak ne düşündüğünü merak edenler vardır ki ben de merak ediyorum. Okuması keyifli olacak ama izlemesi o kadar da keyifli değildi. Yine de çok farklı bir deneyim olduğu için izlediğime memnunum.
Başta, "ne izliyorum lan ben?" dedirtecektir. Psikolojik bir rahatsızlık mı izliyorum, farklı bir evren/dünya yapısı mı izliyorum gibi pek çok soru işareti yaratıyor.
İzlemesi kolay bir film kesinlikle değil ve herkese hitap etmesi zor. Fakat sinefiller özellikle çok sevecektir. Konu olarak da, neredeyse kim ne almak isterse onu alabilir denebilir. Üstüne konuşabileceğiniz insanlar ile izlemekte fayda var.
Final olarak sinematografisi, kurgusu ve genel olarak konusu ve twistleriyle beraber 8/10'luk bir film. Yönetmenin önceki filmlerini de mutlaka izledikten sonra girilmeli, ki kafaya hakim olunabilsin.