Argentina, 1985 Hakkında
Gerçekler unutulmaz, insanlık suçları cezasız kalmaz! Her yerde her zaman özlenen, ancak erişilmesi güç olan bu ideali dile getirmek saflık değil midir? Her ülkede, üstelik bazı dönemlerde yoğunluğu artan olumsuz örneklerin bolluğu, insanı karamsarlığa itmez mi? Kuşkusuz evet ama, olumlu örneklerin de çoğalmaya başladığını unutmayalım! Arjantinli oyuncu, senaryo yazarı ve yönetmen Santiago Mitre (1980), işte bu hatırlatmayı yaparak adalete susamış yüreklerimize su serpiyor. Altın Aslan adayı “Argentina, 1985”, 1976-1982 yılları arasında ülkede yaşanan üç askeri darbeden sonra iktidarı ele geçirerek faşist devlet terörü uygulayan; sistemli işkence yapmak gibi insanlık suçları işleyen, “kaybolan” on binlerce muhalifin ölümünden sorumlu olan dokuz generalin (özellikle devlet başkanlığı yapan Jorge Videla, Roberto Viola ve Leopoldo Galtieri’nin) yargılanma sürecini anlatıyor. Malouines adaları savaşını İngiltere’nin kazanması sonucu yönetimi devretmek zorunda kaldıkları sivil hükümet tarafından, sivil mahkemede açılan bu olağanüstü dava sürecini, gerçek belge ve olaylardan yola çıkarak, tanıkların ağzından apaçık sergiliyor. Tüm baskı ve tehditlere cesurca direnen savcı Julio Strassera ve ailesi yanında, soruşturmayı birlikte sürdürdüğü genç ekibe (kimsenin gerçek adını değiştirmeden) odaklanan film, bu tarihsel yargılama sürecini günlük yaşamın hafif esintileriyle yer yer yumuşatmayı başaran, ince gerilimli, rahat izlenen bir polisiye öyküye dönüştürmüş.
Savcı Julio César Strassera, oldukça çetrefilli bir sürecin merkezindedir.Strassera’nın henüz davada savcı konumuna gelmemişken bile ne denli kaygılı olduğu filmin başlangıcında görülsede, adaletin yerini bulmasına dair bir istek de duymaktadır. Çevresinin desteği ile davaya olan inancını arttırır ve savcı olarak davanın başrolüne yerleşir.Esasen film boyunca gelişen olaylar savcı Strassera'nın etrafında dönmektedir.Sonuç olarak o dönem güzel kotarılmış.İyi seyirler.
Perfecto…