Across the Universe Hakkında
Beatles'ın 33 şarkısından bir aşk hikâyesi. Liverpool'dan yola çıkıp kayıp babasını aramak üzere New York'a giden Jude, yolunun Lucy ile kesişmesi üzerine, kendini savaş karşıtı protestoların ve rock'n roll temelli bir hayatın ortasında bulur. Jude ve Lucy, 1960'larda, kılavuzları "Dr. Robert" (Bono) ve "Mr. Kite" (Eddie Izzard) eşliğinde, ilham perilerinin kol gezdiği Greenwich Village'dan, sokaklarında isyan bayrakları dalgalanan Detroit'e uzanan dönemin savaş karşıtı ruhunun parçası olurlar. Jude'un kardeşi Max'in Vietnam'a gitmesi çifti üzerinde dolaştıkları pembe buluttan indirip başka gerçekleri keşfetmeye zorlar. Across the Universe, yönetmeninin sözleriyle, yalnızca nostaljik ve romantik bir aşk hikâyesi değil, son zamanlarda de karşılığı olan ve dünya düzenini sorgulayan bir hikâye.
Ancak, filmin genel başarısı konusunda aynı derecede olumlu konuşmak zor. Öncelikle, hikaye ve karakterler oldukça klişe bir yapıya sahip. Hikaye, Amerikan gençlik filmlerinden aşina olduğumuz karakter tipleri üzerinden ilerliyor. 21. yüzyılın Sam Amcası tarafından kalıplaştırılmış, Vietnam yıllarına dair eski bir hikaye yeniden anlatılıyor.
Özellikle o dönemin aktivist kitlesine yönelik muhafazakar Amerikan bakış açısının hala değişmediğini görmek, Beatles gibi yenilikçi bir grupla ilişkilendirilen bir film için beklenmedik bir çelişki oluşturuyor.
Film aslında çok fazla şey anlatmıyor. 1960-70 yıllarına dair kısa bir slayt gösterisini andırıyor. Bu kadar yüzeysel bir filmle karşılaşmayı beklemiyordum. Anlattıklarını ne kadar derinlemesine kavradığı konusunda da şüpheliyim. Görsel ve işitsel açıdan etkileyici bir şov sunuyor, ancak içerik açısından aynı şeyi söylemek zor.